Dienstag, Februar 26, 2008

VEGAN YEMEKLER



"Artik Münih'te vegan yemekleri yiyebileceginiz yeni bir mekan var" diye baslayan gazete haberi, uzun bir makale esliginde tanitimini yapmisti bu yerin.
Okudugumuzda büyük oglumla gitmeye karar verdik. Aradan yillar gecti, nihayet ikimize de uyan bir ögle vakti bulup gittik, vegan restorana.
Eski bir binanin ikinci katinda bir daire. Odalarin kapilari cikarilmis, masalar yerlestirilmis, yani oda oda gezip yer araniyor. Giriste cok samimi iki genc sizi karsiliyor ve mutfagin bir kismi da görünüyor. Benim icin önemli bir detay. Mutfagi acik bir restoran nedense bende hep olumlu bir etki birakir.
Bir yer bulup oturduk, iceceklerimizi ismarladik ve ne tavsiye edebilecegini sorduk, bizi giriste güleryüzle karsilayan gence. "Hepsi benim tariflerim, hepsi birbirinden güzel" deyince, kendimiz bir secim yapmak zorunda kaldik.
'Bir kis Yemegi' tarifimde anlattigim yemeyi secti oglum. "Yemek tanidik, herhalde büyük bir sok yasamam" dedi. Tabii, burada sosisler tofudan yapilmisti. Cok lezzetli ve doyurucu bir yemekti.
Benim aklimda yillar gecmesine ragmen gazetede okudugum 'mousse au chocolait'yi mutlaka deneyin' cümlesi vardi. Bu nedenle hafif bir meze ismarladim önce. Mezem, cok ince kesilmis ve ici ne ile dolduruldugunu anlamadigim kirmizi pancardan ibaretti. Üzeri biraz süslenmis, kenarlarina da biraz incir ezmesi konulmustu. Güzeldi, fakat bir daha denemem herhalde.
Sira geldi tatliya. Yumurtasiz ve kremasiz bu tatliyi nasil yaptilar bilemiyorum, fakat harikaydi. Üzerine de cok sahane bir kestane sosu dökmüslerdi, yanina da bir kahve ismarlayinca, gittigimize degdi, derim ben!
Simdi elimde restoranlarla ilgili bir kitap var. Icinde baska bir vegan restoran kesfettim, Japon usülü pisiriyorlarmis, umarim yine yillar sürmez gitmemiz.

Mittwoch, Februar 20, 2008

ROMANESKO

Romaneskoyu renkli salatalarimin arasina koymamam, onun renksiz oldugu anlamina gelmesin. Yeni denedigimden, ayri bir yer vermek istedim sadece.
Romanesko, bir karnibahar türü. Karisik sebzelerden hazirlanmis bir yemekte denedim önce. Kendim alip pisirmeye cesaret edemedim. Esim eve getirince de onu salata olarak denedik. Karnibahar gibi baskin bir kokusu ve tadi olmadigindan cok hosumuza gitti. Cicekleri de cok güzel görünüyor, sanirim bundan böyle soframizin konugu olarak görecegiz romaneskoyu.

Mittwoch, Februar 13, 2008

RENKLI SALATALAR




Bu aralar tatli, pasta, kek gibi ihtiyaclarimi diger bloglardan karsiliyorum. Bir müddet sekerden uzak durmaliyim. Cezali gibi resimlere bakiyorum sadece.
Kendimi salatalara verdim. Renklerin uyumu, sekilleri, tatlari, üzerlerine hazirladigim soslar beni oyaliyor biraz. Ortaya bunlar cikti son günlerde.
Brokoli ile amca kizi karnibahari bir tabaga yerlestirdim. Kirmizi pancara tane kimyon ve bol taze sogan ekledim. Rendelenmis havuca, rendelenmis turpu yakistirdim. Meksika fasulyesine de misir uyar diye düsündüm.
Biliyorum cok faydali ve saglikli hepsi, yaninda bir de tatli olsa...

Montag, Februar 11, 2008

MANTARLI PÜRE

Nedendir bilinmez, bizim evde kereviz pek sevilmiyor. Pisen kerevizi ben ve esim zevkle yerken, kalan bir porsiyonluk yemegi de ne yapabilirim, nasil satabilirim diye düsündüm. Böyle zamanlarda bloglarin yarari ortaya cikiyor.
Sevgili Münevver (Nane ve Limon), blogunda yayinlamisti mantarli püreyi. Patates püresinin icine havuc ve kereviz eklemisti. Ben de kalan porsiyonu ezerek ekledim, üzerine de ayni tarif ettigi gibi kavrulmus sogan, mantar ve maydanozu yaydim, en üstte de bol kasar...harika bir yemek oldu.

Freitag, Februar 01, 2008

ISTANBUL DÖNÜSÜ




Döndük Münih'e. Tekrar özlem ve hasretle geride biraktik anne, babayi.
Evi ve cocuklari tekrar toparlamakla gecti günlerim. Yeni oturabiliyorum yazmaya.
Önce güzel yönlerini gösterdi bize Istanbul. Soguk fakat günesli, gök ayri, deniz ayri mavilere bürünmüs. Yürüdük, bogazin havasini icimize sindire, sindire.
Istiklal caddesinde kar karsiladi bizi, Halicte de beton yiginlari.
Dostlar ise tatli sohbetleri ve misir ununda kizarttiklari hamsilerle.