Montag, Juni 16, 2008

HOSCAKALIN




Uzun süredir sesim solugum cikmiyor, gelen mesajlariniza da cevap yazamadim. Özellkle nisan icin gönderdiginiz tüm iyi dilekleriniz icin cok tesekkür ederim.
Sesimin cikmamasinin nedenleri cok, fakat en önemlisi ve beni sizden ayiran nedeni kendi saglik problemlerim. Beslenme seklimde radikal degisimler yapmak zorundayim ve bu yenilige ben daha alisamamisken, paylasmak cok zor geliyor.
Sizleri tanidigim icin kendimi cok mutlu hissediyorum, sizleri izlemeye, tariflerinizden faydalanmaya devam ediyorum.
Hepinizi cok özleyecegim.
Sevgiler ve hoscakalin.

Sonntag, April 13, 2008

NISAN

Oglum büyüdü de evlenmeye karar verdi. Daha düne kadar annesinin elinde gezen cocugumu baska ellere teslim ediyorum. Ilk adimlarini attilar dün aksam, yeni bir yasam yolunda beraber yürümek amaciyla. Cok özel, cok kücük bir törendi. Herkes cok mutlu ve sevincliydi. Mutlaka inisler cikislar olacaktir hayatlarinda, fakat en önemlisi sevinclerini ve birbirlerini kaybetmemeleri bence.
Bu mutlu olayi sizlerle paylasmak istedim, biraz sonra Izmir'e dogru yola cikiyorum. Bir süre ara vermek zorundayim.
Sevgiyle hoscakalin!

Donnerstag, März 27, 2008

KUSI


Izmir'deyim, arkadasimla bulustum.
"Gel, cay icelim" dedi.
Oturduk pastaneye, cayi ismarladik, arkadasim "cayin yanina pasta alalim", dedi.
Ben, "cok kilo aliyorum, istemem"dedim. Mahzun bakislarina kiyamayip, "peki, bir dilim ismarlayalim, paylasalim", dedim. Maksadim yaridan fazlasini ona birakip, beraber yemisiz havasi vermekti.
Olmadi, yapamadim...kusi geldi, sicak, dondurmali, cikolata soslu. Tek porsiyon ismarladigimiza pisman, fakat kararimizda sabit, yedik pastamizi.
Münih'teyim, arkadasimdan bir not:"Sana kusinin tarifini gönderiyorum, belki denemek istersin".
Pazarina hemen misafir cagirdim ve denedim bu sicak ile sogugun, beyaz ile siyahin muhtesem bulusmasini.
Belki siz de denemek istersiniz.

1,5 büyük cay bardagi seker
2 adet yumurta
2 büyük cay bardagi un
1 paket vanilya
1paket kabartma tozu
1büyük cay bardagi yag
1büyük cay bardagi sicak su
3corba kasigi kakao
Sosu icin: 150 gr koyu cikolata
1 su bardagi süt
1 paket vanilya

Seker ve yumurtalar cok iyi cirpilir.
Sirasiyla yag, sicak su, vanilya, un,kakao, kabartma tozu eklenir ve karistirilir.
170 derecede 45 dk. pisirilir.

Sos icin; cikolata, süt ve vanilya benmari usulü eritilir, yumurta teli ile iyice cirpilir ve sicak kekin üzerine, sicak sos dökülür.
Servis ederken yanina bir top vanilyali dondurma eklenir.

Dienstag, Februar 26, 2008

VEGAN YEMEKLER



"Artik Münih'te vegan yemekleri yiyebileceginiz yeni bir mekan var" diye baslayan gazete haberi, uzun bir makale esliginde tanitimini yapmisti bu yerin.
Okudugumuzda büyük oglumla gitmeye karar verdik. Aradan yillar gecti, nihayet ikimize de uyan bir ögle vakti bulup gittik, vegan restorana.
Eski bir binanin ikinci katinda bir daire. Odalarin kapilari cikarilmis, masalar yerlestirilmis, yani oda oda gezip yer araniyor. Giriste cok samimi iki genc sizi karsiliyor ve mutfagin bir kismi da görünüyor. Benim icin önemli bir detay. Mutfagi acik bir restoran nedense bende hep olumlu bir etki birakir.
Bir yer bulup oturduk, iceceklerimizi ismarladik ve ne tavsiye edebilecegini sorduk, bizi giriste güleryüzle karsilayan gence. "Hepsi benim tariflerim, hepsi birbirinden güzel" deyince, kendimiz bir secim yapmak zorunda kaldik.
'Bir kis Yemegi' tarifimde anlattigim yemeyi secti oglum. "Yemek tanidik, herhalde büyük bir sok yasamam" dedi. Tabii, burada sosisler tofudan yapilmisti. Cok lezzetli ve doyurucu bir yemekti.
Benim aklimda yillar gecmesine ragmen gazetede okudugum 'mousse au chocolait'yi mutlaka deneyin' cümlesi vardi. Bu nedenle hafif bir meze ismarladim önce. Mezem, cok ince kesilmis ve ici ne ile dolduruldugunu anlamadigim kirmizi pancardan ibaretti. Üzeri biraz süslenmis, kenarlarina da biraz incir ezmesi konulmustu. Güzeldi, fakat bir daha denemem herhalde.
Sira geldi tatliya. Yumurtasiz ve kremasiz bu tatliyi nasil yaptilar bilemiyorum, fakat harikaydi. Üzerine de cok sahane bir kestane sosu dökmüslerdi, yanina da bir kahve ismarlayinca, gittigimize degdi, derim ben!
Simdi elimde restoranlarla ilgili bir kitap var. Icinde baska bir vegan restoran kesfettim, Japon usülü pisiriyorlarmis, umarim yine yillar sürmez gitmemiz.

Mittwoch, Februar 20, 2008

ROMANESKO

Romaneskoyu renkli salatalarimin arasina koymamam, onun renksiz oldugu anlamina gelmesin. Yeni denedigimden, ayri bir yer vermek istedim sadece.
Romanesko, bir karnibahar türü. Karisik sebzelerden hazirlanmis bir yemekte denedim önce. Kendim alip pisirmeye cesaret edemedim. Esim eve getirince de onu salata olarak denedik. Karnibahar gibi baskin bir kokusu ve tadi olmadigindan cok hosumuza gitti. Cicekleri de cok güzel görünüyor, sanirim bundan böyle soframizin konugu olarak görecegiz romaneskoyu.

Mittwoch, Februar 13, 2008

RENKLI SALATALAR




Bu aralar tatli, pasta, kek gibi ihtiyaclarimi diger bloglardan karsiliyorum. Bir müddet sekerden uzak durmaliyim. Cezali gibi resimlere bakiyorum sadece.
Kendimi salatalara verdim. Renklerin uyumu, sekilleri, tatlari, üzerlerine hazirladigim soslar beni oyaliyor biraz. Ortaya bunlar cikti son günlerde.
Brokoli ile amca kizi karnibahari bir tabaga yerlestirdim. Kirmizi pancara tane kimyon ve bol taze sogan ekledim. Rendelenmis havuca, rendelenmis turpu yakistirdim. Meksika fasulyesine de misir uyar diye düsündüm.
Biliyorum cok faydali ve saglikli hepsi, yaninda bir de tatli olsa...

Montag, Februar 11, 2008

MANTARLI PÜRE

Nedendir bilinmez, bizim evde kereviz pek sevilmiyor. Pisen kerevizi ben ve esim zevkle yerken, kalan bir porsiyonluk yemegi de ne yapabilirim, nasil satabilirim diye düsündüm. Böyle zamanlarda bloglarin yarari ortaya cikiyor.
Sevgili Münevver (Nane ve Limon), blogunda yayinlamisti mantarli püreyi. Patates püresinin icine havuc ve kereviz eklemisti. Ben de kalan porsiyonu ezerek ekledim, üzerine de ayni tarif ettigi gibi kavrulmus sogan, mantar ve maydanozu yaydim, en üstte de bol kasar...harika bir yemek oldu.

Freitag, Februar 01, 2008

ISTANBUL DÖNÜSÜ




Döndük Münih'e. Tekrar özlem ve hasretle geride biraktik anne, babayi.
Evi ve cocuklari tekrar toparlamakla gecti günlerim. Yeni oturabiliyorum yazmaya.
Önce güzel yönlerini gösterdi bize Istanbul. Soguk fakat günesli, gök ayri, deniz ayri mavilere bürünmüs. Yürüdük, bogazin havasini icimize sindire, sindire.
Istiklal caddesinde kar karsiladi bizi, Halicte de beton yiginlari.
Dostlar ise tatli sohbetleri ve misir ununda kizarttiklari hamsilerle.