Freitag, März 31, 2006















STARNBERG GÖLÜNDE AKSAM ÜSTÜ
Gecen haftalarda grip bizde epey misafir kaldi. Ailenin bir kismi yatarken, diger kismi onlara bakti, sonra ayaktakiler yattilar, yatanlar ayaklandi, ben de herkese bakacagim diye ayakta gecirdim. Tabbi, bu durum tariflerimi de etkiledi. Mutfakta sadece cay ve corba pisti. Bildigim tüm corbalari yaptim, artik baska corba tarifi arayislarina girecektim ki, yavas yavas iyilesti herkes.
Esim de bu yorgunlugu atalim, temiz hava alalim diye beni göl kiyisina gezmeye götürdü. Gercekten de sahane bir manzara vardi. Hava bulutlu ve yagmurlu olmasina ragmen bir bahar ilikligi da hissediliyordu. Karsi daglardaki karlari seyrettim, havanin yavas yavas kararmasini, gercekten cok dinlendiriciydi.

Gölün hemen kiyisinda bir restoranda oturduk. Karsiyakadaki evlerin isiklarini seyrederken hafif bir aksam yemegi yedik. Ben Gnocchi yedim, esim de salata tabaginda kizarmis balik yedi.Yemek güzeldi, kulis güzeldi, saglik ta oldumu daha ne isteriz.


PEKMEZLI MUFFIN ve KREM TARTAR

Gecen hafta sekersiz günlerime basladim. Hafta sonu kendimi ödüllendirmek adina Sibelin Kahvesinde gördügüm pekmezli muffinleri denemeye karar verdim. Tabii evdeki malzemelerden yola cikinca bazi degisikliklere ugradi tarif, ama sonuc mükemmeldi.

Önce, tam bugday unu olmadigindan normal beyaz unla yaptim. Evde sadece dut pekmezi vardi, o da olur dedim kendi kendime, bu sefer de pekmez tam cay bardagini doldurmadi, gerisini ahorn sirup ile tamamladim. Fakat kimse (ben dahil) gercek tarifi ile tadi nasildi bilmedigimizden bayila bayila yedik. Tesekkürler Sibel'e tarifi icin.

Bu arada aklim krem tartara takildi. Belki almancasini biliyorumdur diye sözlüge baktim, birsey bulamadim. Kremini cikardim sadece tartara baktim. Ondan da bir sonuc cikmadi. Sibelin Kahvesinde bunun beyaz bir toz oldugu yaziyordu. Bize kabartma tozu dokundugundan ben yillardir dogal ürünler satan bir magazadan Weinstein Backpulver aliyorum. O da beyaz bir toz, bir de Almanca-Türkce sözlüge bakayim dedim. Gercekten de karsiliginda kirim tartar yaziyordu. Böylece yeni bir kelime daha ögrendim.

Bir tarif, bir kelime bir hafta sonu icin yeter.

Freitag, März 24, 2006



KARADUT RECELI

Ben ilkokuldayken, ipek böcegi besleme modasi vardi. Ben de hemen bir ayakkabi kutusuna dört-bes adet ipek böcegi almis beslemeye baslamistim. Ipek böcekleri dut yapraklari ile beslenir. Bu, hergün onlara taze yaprak toplama anlamina geliyordu. Benim cocuklugumda Izmir'de hemen her evin bir bahcesi, ayrica bol sayida bos arsalar vardi. Dut yapragi toplamak icin de hergün okul cikisi babaanneme ugrar bahcesindeki kocaman dut agacina tirmanirdim. O da heran düsebilirim korkusu ile agacin dibinde beklerdi. Oysa bu yersiz bir korkuydu cünkü o zamanlar bir agaca tirmanma kültürü de vardi ve ben bu iste cok becerikliydim. Mevsimine göre cagla badem, erik, kiraz, seftali her türlü meyve icin agaclara tirmanir, meyvelerimizi yer ve agacin sahibi bizi yakalamdan tekrar inerdik. Bu maceralari beraber yasadigim arkadasim deniz kiyisinda oturdugundan, onlarin iskelesinden komsu iskelelere atlar ve böylece komsu bahcelere girerdik. Sikayetler de hep arkadasimin annesine giderdi.

Simdi bahar aylari gelince erik, cagla gibi cocuklugumu animsatan meyveleri Türk manavlarinda bulabiliyorum, fakat Izmir'den ayrildigimdan beri bir daha taze dut yiyemedim.

Sagolsun sevgili arkadasim birkac senedir bize karadut receli yapiyor, yazin bize veriyor. Yukaridaki resim gecen yaz verdigi karadut recelinin son demleri. Tarifini veremiyorum, cünkü yapmayi bilmiyorum. Fakat yemesi cok lezzetli ve kolay.

Tüm dut yiyebilenlere afiyet olsun.

Donnerstag, März 23, 2006



PAZILI MEZE

Bizim burada pazilar Izmir'de alistiklarimiza hic benzemez. Yapraklarini ayirdiktan sonra kocaman beyaz kökleri kaliyor. Önce bu kökleri ne yapacagimi bilmezdim. Birgün pazilarin Italya'dan geldigini görünce, Italyanlar garanti kökleriyle de birseyler yapiyorlardir diye düsündüm. Italyan yemekleriyle ilgili birkac kitap karistirdiktan sonra 'Antipasti' adli kitapta pazinin kökleriyle yapilmis bu mezeyi buldum. Icinde sarimsak oldugundan esim cok begeniyor.Umarim siz de seversiniz.

bir kilo pazinin kökleri

bir limon suyu

iki dis sarimsak

bir demet feslegen

5 yemek kasigi zeytinyagi

2 yemek kasigi sirke

Yapilisi:

Kökler iyice yikandiktan sonra bir tencereye konur, bir limonun suyu eklenir, sebzelerin üzeri kapanincaya kadar su eklenir. Atesin üzerine konulur, bir tatli kasigi tuz eklenir ve üzeri kapatilarak orta ateste pisirilir. 2o dakika sonra atesten alinir ve iyice süzülmesi beklenir.

Sosu icin zeytinyagi, ezilmis sarimsak ve kücük kücük kesilmis feslegenler karistirilir.

Pazi kökleri bir salata tabagina alinir, üzerine feslegenli sos dökülür, tuz ve biber eklenir,karistirilir.

Üzeri kapali olarak buzdolabinda 3-4 saat bekletilir. Servis edilmeden bir saat önce buzdolabindan cikarilir ve oda sicakliginda servis edilir.

Afiyet olsun.



PAZILI BÖREK

Iki sene önce Izmir'de arkadasima bir iki gün misafir oldum. Beraber daha fazla vakit gecirebilmemiz icin cocuklara önceden yemeklerini hazirlamis, bazen de disarilarda birseyler atistimistik. Öyle bir an geldi ki mecbur mutfaga girdi. "Ben simdi acele birseyler hazirlarim" dedi ve bu böregi yapti. Gercekten de cabucak oldu, cünkü ici icin kullandigi ispanak zaten önceden hazirlanmis ve dondurulmustu. Üzerinin kizarma süresi hakkinda aramizda tam bir anlasma saglanmadiysa da ben bu böregi cok begendim.

Eve dönünce benim cocuklara da aynisini yaptim, fakat olaganüstü bir tepki almadim. Baska bir gün ayni böregi pazi ile yapinca hepsi "anne bu cok güzel olmus" dediler. O günden beri artik pazi ile yapiyorum ve üzerini de istedigim kadar kizartiyorum.

Hamuru icin:

1 su bardagi yogurt

1 su bardagi siviyag

bir tatli kasigi kabartma tozu

bir tatli kasigi tuz

aldigi kadar un

Icinin malzemesi:

bir kilo pazi yapragi

bir sogan

bir yemek kasigi siviyag

Üzeri icin:

3 yemek kasigi siviyag

3 yemek kasigi un

6oo ml süt

tuz, karabiber, muskat

Önce kulak memesi yumusakliginda bir hamur elde edilir ve dikdörtgen bir borcama yerlestirilir.

Pazi yapraklari yikanir, süzülür ve ince ince kesilir. Bir tavada kücük kesilmis sogan hafifce yagda öldürülür, pazi yapraklari eklenir , suyunu salip tekrar cekinceye dek pisirilir. Hamurun üzerine yayilir.

Besamel sos icin önce yag isitilir, un eklenir, hepsi karisinca sütün hepsi eklenir ve tel cirpici ile karistira karistira kivama getirilir. Tuz,biber ve muskat eklenir ve pazinin üzerine yayilir.

Üzerine ben taze parmesan rendeleyip serpistirdim. Arkadasim kasar peyniri ile yapmisti. Hangisini begenirseniz...Afiyet olsun

Dienstag, März 21, 2006



ELMALI PEYNIR PASTASI

Yenisini aldigimdan eskisinin hükmü yoktur diye ilanlar var ya, benim elmalara da böyle oldu.Yenilerini alinca gecen hafta aldiklarimi kimse yemez oldu. Ben de evdeki malzemelerle bir pasta yapayim dedim.

Tabani icin malzemeler:

250 gr un

65 gr seker

1 adet yumurta

1 tatli kasigi kabartma tozu

125 gr. margarin (ben 12o gr. tereyag kullandim, 25 gr. üstü icin kullandim)

Bir fiske tuz

Ele hafif yapisan bir hamur oluyor, fakat elinizi biraz unlayip yuvarlak kek kalibina basarak yerlestirin hamuru.

Üzerine soymus ve ince dilimler seklinde kestiginiz elmalari yan yana yerlestirin.Ben iki adet elma kullandim.

Üzerinin malzemesi:

500 gr. quark (bir cesit lor peyniri sanirim, fakat yerine labne peyniri kullanilabilir)

150 gr.seker

2 yemek kasigi nisasta

1 paket vanilya

1/4 süt kremasi (ben kullanmadim)

75 gr margarin (ben yukarida da belirttigim gibi 25 gr. tereyag kullandim)

2 yemek kasigi süt

1 adet yumurta

1 limonun suyu (kücük bir limon kullandim)

Tüm malzemeleri iyice karistirip elmalarin üzerine dökün ve 200 derecede bir saate yakin pisirin.

Afiyet olsun

Montag, März 20, 2006




BROKOLI PÜRESI

Sabah takvim bugün bahar baslangici diye yaziyordu. Penceremden baktim, disarisi takvimi dogrularcasina bahar gibiydi. Gökyüzü piril piril bir maviye bürünmüs, günes te sicacik kollarini acmis, haydi ne duruyorsun, ciksana disari diyordu. Ben de ciktim tabii. Alisverise gittim. Kendime de güller aldim. Simdi salonum 'Bahar geldi, gül acildi, gönlüme nese sacildi' havasina girdi.

Tabbi, bütün gün disarida olunca aksama pratik bir yemek gerekti. Takvimde mart ayi icin brokoli püresi vardi. Önce güzelce köftelerimi hazirladim, yanina da brokoli püremi yaptim.

Malzemeler:

Bir adet sogan

Brokolinin cicekleri(25O gr)

3 adet patates

1/4 lt sebze suyu

2 yemek kasigi süt

1 yemek kasigi yag

Tuz, karabiber, muskat

Yapilisi: Brokoliyi tüm olarak haslayip suyunu süzün ve ciceklerini ayirin.

1/4 lt sebze suyuna sogani rendeleyin ve 10 dk. pisirin

Patatesleri ayri bir yerde haslayip püre haline getirin.

Brokolinin ciceklerini sogana ekleyip beraber 5 dk. daha pisirin.

Atesin altini kapattiktan sonra püre halindeki patatesleri, süt, yag ,tuz ve biberini ekleyin. Servis etmeden önce üzerine biraz muskat rendeleyin ve karistirin.

Afiyet olsun.

Samstag, März 18, 2006



MUTFAK PENCEREM

Kasim ayindan beri mutfak penceremden manzara bu sekilde. Eger ciftcilerin söylediklerine inanacak olursak nisan ayi da bu sekilde gececek.

Mutfakta zen Izmir'e gitti. 'Dostumuz Nedim Atilla davet etti', diyor. Benim bir sinif arkadasim vardi bu isimde, acaba o mudur?

Mutfakta kim var bloguna bakiyorum, günesli bir Izmir gününden selam gönderiyor.

Elektronik postama bakiyorum, lise arkadaslarim toplanmislar, bana Gültencigim fotograflarini gönderiyor Izmirden.

Üstüme geliyorlar Izmir, Izmir diye. Penceremde ise hala kar var.



Nihayet. Resim yayinlamak okadar zor degilmis megersem. Tam kendimden iyice süphe etmeye baslamistim ki esimin bilgisayarindan problemin kaynaklandigini anladim. Gec te olsa kekimin resmini koyabildim.

Montag, März 13, 2006

KIRMIZI BALIK CORBASI
Eski oturdugumuz evde Izmirli bir komsumuz vardi. Birgün büyük telas icinde yemek pisirmeye basladigini ama salcasinin kalmadigini, ona salca verip veremiyecegimi sordu. Kadin o kadar kötü görünüyordu ki hemen eline salcayi tutusturup gönderdim. Ertesi gün telasinin nedenini anlatti.
Esi asla beyaz yemek yemezmis, 'eger sende de salca olmasaydi, ne yapardim bilemiyorum' dedi. Bir aile faciasina mani olduguma sevinerek beyaz yemegin ne oldugunu sordum. Megersem yemekler beyaz ve kirmizi olmak üzere ikiye ayrilirmis onlarin evinde ve salcanin girdigi her yemek kirmizi, salcasiz da beyaz yemek olurmus. 'Beyaz yemek tatsiz olur' diyerek te sözlerini noktaladi. Benim aklima zeytinyagli pirasa, kereviz, enginar gibi bircok lezzetli "beyaz" yemek geldi ama onlar kalabalikti sesimi cikarmadim.
Cumartesi günü misafirlerim vardi. Izgara balik yapacagiz diye konusmustuk, fakat hava öyle soguk ki önden de bir balik corbasi yapayim dedim. Evdeki malzemelerden birseyler cikar diye düsündüm. Havucu rendeleyince tenceredeki manzara turuncu bir renge büründü, aklima kirmizi corba yapmak geldi.
Misafirlerim önce mercimege benzettiler, bir kasik alinca patates ve havucu kesfettiler, tadinca da balik corbasi oldugunu anladilar. Bu üc asamali sürprizden sonra hepsi birer tabak daha ve tarifini istedi. Onlara veririm de size vermez miyim....
Bir adet sogan
Bir adet havuc
Bir adet patates
500 gr beyaz etli kilciksiz balik
250 gr kücük karides
Bir yemek kasigi salca
Yarim yemek kasigi biber salcasi
Tuz, biber, iki dis sarmisak
Önce sogani rendeleyip, hafifce yagda kavurun,
ardindan sirayla rendelenmis havuc ve patatesi ekleyin.
Baliklari kücük kesip ekleyin.
En son karidesleri ekliyorum, cünkü cok cabuk pisiyorlar.
Kisi sayisina göre malzemelerin miktari azaltilip cogaltilabilir. Baharatlari da herkes kendi agiz tadina göre ayarlayabilir.
Afiyet olsun!

Sonntag, März 12, 2006

ARAP USULÜ BALLI KEK
Almanya'ya ilk geldigim yillarda bir Alman arkadas beni kahve icmeye davet etmis ve yaninda bu keki ikram etmisti. Ben de cok begendigim icin hemen tarifini de almistim. Yillarca bu keki hem yapar hem de adi neden Arap usulu balli kek diye düsünürdüm. Gecenlerde Backen ist Liebe adli kitapta benim tarifime uyan ama sekli ve adi degisik bir kek gordüm. Yalniz onun üstünde bal yoktu. Anladim ki benim kekimi Arap usulü yapan üzerindeki balmis. Fakat en son badem, bal, krema öyle güzel bir koku yayiyorki ortaya ben size kekin Arap usülünü yaziyorum.
Kek icin malzemeler:
75 gr tereyag
3 yumurta
125 gr seker
1 paket vanilya
3 yemek kasigi süt kremasi (sahne)
150 gr un
yarim paket kabartama tozu
Üzerinin malzemesi:
100 gr tereyag
80 gr seker
80 gr bal
2 yemek kasigi süt kremasi
150 gr file badem (Mandelblättchen)
yarim cay kasigi tarcin
Yapilisi:
Firininizi önceden 175 derecede isitin.
Kek icin tereyagini eritin.
Yumurtalar, seker. vanilyayi cok iyi cirpin.
Ilinan tereyagini ve süt kremasini ekleyin
Kabartma tozu ve unu da ekleyin, tüm malzemeleri karistirip yuvarlak bir kek kalibina dökün ve firinin en alt kisminda 18o derecede 10-12 dakika pisirin.
Üzeri icin ufak bir kapta tereyagini eritin. bal, seker, süt kaymagi, tarcin ve bademleri ekleyin, kisaca bir tasim kaynadiktan sonra, firindaki kekin üzerine yavasca dökün ve 12 dakika daha pisirin.
Hepinize afiyet olsun.
Resimleri nasil yerlestirecegimi henüz ögrenemedim. Allahtan ümit kesilmez, elbet bir gün onu da ögrenirim.

Freitag, März 10, 2006

BASLARKEN
Sevgili arkadaslar,
uzun zamandir sessiz bir izleyici ve uygulayici olarak yazdiklarinizi takip ettim.Aslinda benim de anlatacaklarim, paylasacaklarim var. Ben de katilayim araniza, ben de yasadiklarimi, gördüklerimi, pisirdiklerimi ortaya koyayim istedim.
Tabii yeni misafir olarak elimde bir tatli ile geleyim dedim. Bilgisayarla arami biraz daha düzelteyim, hemen sizlere Arabische Honigkuchen ikram edecegim.
Kekimin adindan da belli oldugu gibi Almanya'dan yaziyorum, fakat damak tadimiza uygun cok lezzetli ve kolay bir tatli ile geliyorum.
Cok yakinda resim ve tarif geliyor.
Hepinize kucak dolusu sevgiler
TATA