
Istanbul dönüsü Münih bizi tüm bahar güzellikleriyle karsiladi. O kadar karin üzerine bir hafta sicak ve günesli havayi bulan doga iyice patladi. Patlamayan iki gün önce yol calismalari sirasinda ortaya cikan, tüm gün tren trafigini altüst eden, ikinci dünya savasindan kalma bir bomba kaldi; o da zamaninda etkisiz hale getirildi.
Ormana yürüyüse gittigimde her tarafta ayi sarimsaklarini beni bekler buldum. Kisacasi bu ara cok yogunum. Hergün ormana gidiyorum, torbalar dolusu ayi sarmisagi topluyorum, eve gelip yikiyorum, kurutup cam fistigi ile robottan geciriyorum ve kavanozlara doldurup üzerlerini zeytinyag ile tamamlayip kapatiyorum. Anlayacaginiz seri imalata gectim.
Ayi sarmisagi adini kis uykusundan kalkip ormanda vahsi yetisen bu otlari yiyip mide ve bagirsak sistemlerini tekrar düzenleyen ayilardan almis .....diye duydum. Onlara iyi geliyorsa bize de iyi gelir deyip bol bol tüketiyoruz.
Pesto olarak hazirlayip sakladigimdan makarna, risotto, tavuk, balik gibi her türlü yemegin yaninda kullaniyorum. Fakat cocuklarimin en cok begendigi labne peyniri ile karistirip taze bir dilim ekmegin üzerine sürmek. Sarimsak kadar kalici kokusu olmadigindan sabah kahvaltisinda bile yiyiyoruz.
Bulup yiyenlere afiyet olsun, bulamayanlar bana buyursun.