Montag, Juni 26, 2006

BIR DÜGÜNÜN ARDINDAN










Hafta sonu dügüne davetliydik. Cumartesi herhalde gelinle damat kadar biz de heyecanliydik. Bizim oglanlar ve arkadaslari dügün icin birkac oyun hazirladiklarindan ve de salonun dekorasyonuna yardim edeceklerinden sabah erkenden gittiller. Biz davetiyede belirtilen saatte yani ögleden sonra 14.30 da gittik.
Dügün, damadin babasinin yaptigi bir konusma ile basladi. Kisaca nasil tanistiklarini hepimizle paylastiktan sonra evliligin önemi üzerinde durdu. Ikiye ayrilmis büyük bir fermuar esliginde, tanisarak önce bu fermuarin alttan birlestigini, fakat evlilkte sevgi ve saygi ile bu fermuarin yavas yavas kapanacagini ve böylece aile icinde birligin büyüyecegini gösterdi. Gercekten de evlilik kurumunun iyice yiprandigi, bosanmanin bir yasam tarzi oldugu günlerimizde bu konusma hepimizi etkiledi.
Daha sonra hep beraber eglencenin yapilacagi salona gectik. Sampanya esliginde tebrikler yapildi ve herkes masalarda yerini aldi. Masa dekorasyonunu damat planlamis ve arkadaslari ona göre sabahtan hazirlamisti. Herkes icin kalp seklinde tahtadan ufak kutular konulmus ve icine cikolata yerlestirilmisti.
Dügün davetiyesinde 'evimiz icin gerekli herseyimiz var, fakat ille de hediye verecegiz diyorsaniz, kumbaramiz sevinecektir' diye yazmislardi. Kimisi bundan yola cikarak kumbarayi sevindirdi, kimisi de ciceklerin veya kartondan evin icine yerlestirdi hediyesini.
Acik büfeden bazi hosuma giden düzenlemelerin fotograflarini koydum. Daha sonra sicak yemekler geldi, fakat fotograf cekmek zorlasti.
Yemek faslindan sonra, gelin ve damadin arkadaslarinin onlar icin hazirladiklari programa geldi sira. Skecler ve müzikler esliginde nasil tanistiklarini canlandirdilar. Kimisi onlara sarkilar söyleyerek, kimisi ufak oyunlar yaparak zamani doldurdular. Bunun yanisira cok güzel müzikler de vardi, bol bol dans edildi. Fakat saniyorum en hos dans Münihteki kültür karmasasini cok güzel gösteren, benim cocuklarinda katildigi dansti(halaydi). Dügün halayi müzigi esliginde, iki arap, bir hintli, iki türk, iki bavyerali, bir ispanyol ve bir yunanli kiyafetleri ile sahane bir gösteri oldu. Cocuklar izin vermediginden fotograflari koyamiyorum, fakat gercekten harika idi.
Aksam saat dokuzda kahve ve pasta büfesi acildi. Büfe diyorum, cünkü neredeyse davetlilerin yarisi pasta yapip getirmisti. Bu arada piriltili bir sekilde dügün pastasi da geldi. Icice iki kalp ve üzerinde gelin ve damadin ismi yazili sahane tadi olan bir pasta idi.
Gece onikide biz eve döndük. Bizim oglanlar biraz daha eglenmek ve biraz da yardim etmek amaci ile kaldilar. Esimle oturup düsündük, ögleden sonra 14.30 da baslayan ve hic sikilmadan, saate bakmadan gece 24.00 e kadar süren bir eglenceye cooook uzun süredir katilmamisiz.
Onlar ermis muradina.....

10 Kommentare:

tata hat gesagt…

Sevgili Burcu, hosgeldin. Dedigin gibi böyle dügünler herzaman olmuyor. Biz gecen hafta da neredyse 300 davetlinin oldugu bir dügündeydik. Bol halayli, davul zurnali ve ebediyen süren taki merasimli bir dügündü, degisik bir sey olmadigindan yazma geregini duymadim, fakat bu haftaki gercekten baskaydi.
Sana da sinavlarinda basarilar.

munevver hat gesagt…

Tatacım.ne güzel anlatmışsın düğünü.Klasik,herkesin yaptığından farklı olanı seviyorum ben de.Gençlere mutluluklar...

tata hat gesagt…

Sevgili Münevver, dügün aslinda benim anlattigimdan hem daha güzel, hem daha neseliydi.

vintage biscuit hat gesagt…

MAMALAR SUPERRR
BAYILDIMM

tata hat gesagt…

Sana da mutluluklar biscuit.

Papatya hat gesagt…

Tatacığım,
gerçekten ilginç bir düşün olmuş. Üstelik de çok uzuuuuuun!! Gece yarısı döndük dediğinde bir düşündüm de kaç saat sürmüş diye... Aman Allahım, dedim :) Benim en çok peynir tabağıyla, tatlı büfesi hoşuma gitti. Demek gelen davetliler de tatlı yapıp getirmişler. Türkiyede düğüne gidenlerin böyle bir alışkanlıkla tatlı götürdüklerini hiç duymadım, herkes daha çok yemeğe gidiyor :))

Bir de, galiba Münevverde okudum, hala taze fasulya yemedik, demişsin.
Kıyamam ben sana :( Göndereyim istersen buradan Almanyaya giden bir charterla? :)

tata hat gesagt…

Papatyacigim, dün daha fazla dayanamayip donmus fasulye pisirdim. Tesekkürler, düsünmen bile yeter ama disimi sikiyorum az kaldi,Cesme'ye.
Dügün gercekten cok uzundu, fakat öyle dolu doluydu ki vaktin nasil gectigini anlamadik. Davetlilerin de birseyler getirmeleri cok harika bir fikir. Daha önce bir dügünde de salata yapip götürmüstük, gercekten de gecenin ilerleyen saatlerinde acikanlar icin cok iyi olmustu.

tata hat gesagt…

Sevgili Ipek, gercekten parayi bu sekilde hediye etmek cok orijinal. Eger yanilmiyorsam bununla ilgili kitaplar var ve oradan degisik fikirler, süsleme sekilleri ögrenebiliyor insan. Benim hosuma giden buna ayrilan vakit ve sevgiyle hazirlanmasi.

gastronot hat gesagt…

Sevgili tata,
SİZ HALA ORADA MISINIZ...

Son yıllarda katıldığımız ya da seyrettiğimiz düğünleri düşündükçe hiç düğüne gidesim gelmiyor. Oynayanların kafasında bir görev misali dökülen dolarlar, margarin kokan pastalar, saatler süren takı merasimleri, gitselerde eve gidip uyusak diye bakan gelin ve damat. Düşününce düğüne gidipte ne yapacağız diyorum.
6 yıl önce eşimin kardeşi Budapeşte de evlenmişti. Ben de ilk keZbu kadar neşeli, eğlenceli ve samimi bir düğün görmüştüm. Sanırım, o düğünde hatır için çağırılan kimse yoktu, herkes birbirini görmekten çok hoşnuttu, yemekler mükemmel, şaraplar harikaydı. En güzeli ve bize en ilginç gelenİde (sizin düğündeki gibi) gelinin arkadaşlarının onlar için anlamlı konuşmalar yapmaları ve şarkılar söylemeleriydi. Bizim için çok farklı ve unutamadığımız bir düğündü. Darısı tüm sevenlerin başına. Hep mutlu olsunlar...
sevgiler,
bahar

tata hat gesagt…

Bahr'cigim, hala buralardayiz.
Bizim dügünde de hatir icin cagirilan pek kimse yoktu. Saniyorum davetli listesini evlenen gencler hazirladigindan hep kendi istedikleri kisileri cagiriyorlar. Fakat cok güzel bir atmosfer olusuyor böylece.
Sevgiler